DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları konuşuyor:
Biz bugüne kadar AKP’nin sarayın nasıl çalıştığını çok iyi biliyoruz. Bu sembolik günlere kendisinin nasıl önem atfettiğini çok iyi biliyoruz. Ve buradan sizler aracılığıyla Saray’a ve doğrudan Erdoğan’a soruyoruz.
Siz bugün Van’a kayyum atayarak ne yapmaya çalışıyorsunuz? Siz bugün Van’a kayyum atayarak var olan diyalog sürecini dinamitlemek mi hedefiniz? Barış sürecinin konuşulduğu ve toplumun umutlandığı bir dönemde bu diyalog sürecini darbelemeyi mi hedefliyorsunuz?
Bunları sarayın ve Erdoğan’ın çıkıp açıklaması gerekiyor. Bakın Erdoğan ayağının tozuyla yurt dışından geliyor ve kayyum atanıyor. Kayyımın elbette evvelinden planlandığını biz geçtiğimiz kayyum atamalarından çok iyi biliyoruz.
Siirt Belediyesi’ne kayyum atanan şahıs günler öncesinde kendi ismini tabelaya yazdırarak cebinde taşımış.
Masa üstü, konulacak ismi cebinde taşımış ve gelmiş. Biz bunları biliyoruz ama talimatın yurt dışından döndüğü zaman, ayağının tozuyla var olan planı uygulayın talimatının verildiğini çok iyi biliyoruz. Değerli Türkiye halkları, sizler de çok iyi takip ettiniz.
31 Mart’ta Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanımız, sevgili Abdullah Zeydan’la ilgili mazbatanın verilip verilmemesi üzerine tartışmalar yürüdü ve Van halkı tarihi bir direnişe imza attı.
Van halkının o direnişi sadece Türkiye’de, Orta Doğu’da değil, Avrupa’da, dünyanın dört bir yanında konuşuldu. Bugün yine 15 Şubat hedeflenerek, 14’te 14 kazanmış olduğumuz Van Büyükşehir Belediyemiz ve diğer belediyeler, böyle bir zafer ortadayken bu adımın atılmasının rövanşist bir tutum olduğunun da altını çizmek isterim.
Evet bu iktidar Kürt halkından, Van direnişinin rövanşını almaya çalıştığı için bugün kayyum atanmıştır. Ve bunu şurada açıklıkla ifade etmek isterim ki; büyükşehir belediye eşbaşkanımız sevgili Abdullah Zeydan’a 3 yıl 9 ay ceza verildiğinde hemen ertesi gün ben Van’a gittim ve Van halkının o güçlü direnişini ve o güçlü sahiplenmesini, o eşbaşkanlara ve belediye yönetimine gösterdiği sevgi ve dayanışmayı bir kez daha gözlerimle gördüm.
Bunları asla kabul etmiyoruz. Bugün sadece Van’a değil aynı zamanda İstanbul’a, sadece Kürt belediyelerine, Kürt halkının seçtiği eşbaşkanlara değil aynı zamanda kent uzlaşısıyla seçilmiş olan İstanbul’daki belediyelere dönük de yapılan saldırılar ortadadır.
Bugün kent uzlaşısı adı altında gerçekleştirdikleri operasyon sevgili Abdullah Zeydan’a verilen cezayla aynı gündü.
Ve hepsi tutuklandı. Belediye meclis üyeleri ve belediye başkan yardımcılarının hepsi tutuklandı. Buradan biz şunu okumaktayız: Uzlaşıya ceza veren, uzlaşıyı yargılayan bir iktidar barış hakkında ne düşünüyor?
Bu bütün toplumu kaygılandırmıştır. Bugün dünyanın hiçbir yerinde bir uzlaşı dava konusu edilmemiştir. Türk-Kürt kardeşliği dava edilmemiştir.
Bugün Türk-Kürt kardeşliğini 1 Ekim’den bu yana Sayın Abdullah Bahçeli yaptığı her açıklamada ifade etti. Bu saiklerle değerlendirdiğimizde Devlet Bahçeli hakkında da dava açmaları gerekiyor. Çünkü aynı söylemi söyleyen, aynı söylem üzerinden hareket eden yaklaşım, kent uzlaşısı, Cumhuriyet Başsavcısı’nın gözaltına alma gerekçesinde ifade ettiği kent uzlaşısını bir örgütsel suç, Türk-Kürt kardeşliğini ifade etmeyi bir örgütsel suç olarak göstermiştir. Bizler bunu asla kabul etmiyoruz.
Bizim irademizi gasp ettikçe, bizim irademize çetevari bir biçimde çöktükçe bilsinler ki kentlerimizdeki İstanbul’dan Van’a, Edirne’den Hakkari’ye kadar kentlerdeki bütün toplumsal dinamiklerle uzlaşılarımız çok daha büyük, çok daha etkili, çok daha sonuç alıcı bir şekilde neticelenecektir.
İktidar bunu böyle bilsin, iktidar bunu böyle okusun. Zannetmesin ki bir diyalog süreci devam ederken atayacakları kayyumlar, gerçekleştirecekleri gözaltı ve tutuklamalar, sabaha karşı Van Belediyesi’ni korsanca, çetevari bir şekilde basıp orada insanlara şiddet uygulayarak, yerlerde sürükleyerek, ters kelepçeler takarak gözaltına alıp bize bu kadar yoğun bir şiddeti uygulamalarını, nasılsa bir süreç devam ediyor, bu normaldir diye algılayacağımızı zannediyorlarsa çok büyük yanılıyorlar.
Bizler barış için şimdi değil, yıllar yılıdır, on yıllardır bu topraklarda mücadele ediyoruz. Bizler Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi için de bugün değil sadece, yıllar yılıdır bu topraklarda en ağır bedeli ödeyen siyasi hareketiz, siyasi partiyiz.
Bizler bileşenlerimizle, dost kurumlarımızla, bizler Türkiye’deki bütün demokrasi güçleriyle yıllar yılıdır barış diyoruz. Onlar barışı sabote ede dursunlar, iktidar ve Erdoğan barışı sabote ede dursun, bu diyalog sürecini sabote ede dursun, biz barış demekte ve barış için bedel ödemekten, barış için mücadele etmekten bir adım bile geri atmayacağız.
Bunu böyle bilsinler. Bu dönemde bize diz çöktüreceklerini zannedenler, Kürt halkı üzerinde ve dostları üzerinde uyguladıkları çöktürme planının çöktüğünü bir kez daha hatırlatmak isterim. Bugün biz bu sürecin barışla taçlanması için elimizden gelen her türlü çabayı sergilemekteyiz.
Ama Erdoğan, AKP ve iktidar bunun tam tersini yapmaktadır. Bugün Türkiye’de bizlerin de kurduğu diyalogda gördüğümüz üzere, verilen mesajlardan da gördüğümüz üzere, Türkiye’deki bütün muhalif kesimler, Türkiye’deki bütün toplumsal dinamikler bu diyalog sürecinin bir barışla taçlanmasını beklemektedir.
Ama burada oyunu bozan, burada diyaloğu darbeleyen, burada diyaloğu dinamitleyen bu iktidarın kayyum atamalarıdır, tutuklamalarıdır, baskılarıdır. Bunları asla kabul etmediğimizi burada bir kez daha belirtiyoruz.
Onlar ne yaparsa yapsın biz barışın mücadelesini vermekten vazgeçmeyeceğiz ama aynı zamanda bizler bu baskılara, bu genişletilmiş baskı aygıtlarına karşı en güçlü şekilde demokratik zeminde mücadelemizi vereceğiz.
Demokrasi güçlerine, haktan yana olan, adaletten, hukuktan yana olan her kesime seslenmek istiyorum. Bugün seçme ve seçilme hakkını yurttaşın elinden alan, Kürt’e kendini yönetemezsin, Türk’e kendini yönetemezsin diyen, eğer Kürt’le uzlaşı sağlarsan seni de yok hükmünde sayar, hapse atarım diyen anlayışa karşı olan bütün kesimlere sesleniyorum. Kent uzlaşısı operasyonuna karşı duran herkesime sesleniyorum.
Bizler bu baskılara karşı demokratik zemindeki mücadelemizi her yerde, her alanda, her zeminde daha güçlü bir biçimde sürdürmenin zamanı. İstanbul’dan Van’a kadar faşizme karşı ortak demokratik mücadeleyi yürütme çağrısını buradan yineliyoruz.
Ve değerli halklarımız, biz kayyumlara karşı ve bu baskılara karşı direnmeye, mücadelemizi alanlarda, meydanlarda, demokratik zeminde yürütmeye devam edeceğiz. Ve burada açıklamamız sona erdikten sonra bizler Tuncer Eşbaşkanımızla beraber ve MYK üyelerimizle Van’a geçeceğiz.
Bir açıklamayı da orada gerçekleştireceğiz ve orada Van halkıyla birlikte, bütün Türkiye halklarıyla birlikte bu faşizan uygulamaları protesto etmeye, bu faşizan uygulamalara karşı en demokratik zeminde, en geniş yelpazede, en güçlü şekilde mücadele etmenin yol ve yöntemlerini daha da açmak üzere çalışmalarımızı sürdüreceğimizi burada belirtmek isterim.
Kayyım gasptır. Kayyım darbedir. Kayyım 12 Eylül darbesinden daha beter bir darbedir. Bunları asla kabul etmiyoruz ve biz bu darbeci anlayışa karşı var gücümüzle mücadele etmeye devam edeceğiz. Çağrımız da baskı altında olan bütün kesimlere, bu haksızlıklara karşı olan bütün kesimlere.
Gelin hep birlikte bu otoriter rejimin uygulamalarına karşı dur diyelim, mücadelemizi büyütelim. Teşekkür ederim.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan konuşuyor:
Sayın Öcalan demokratik bir çağrıya hazırlanıyorken, büyük bir hazırlık yaparken tam da uluslararası komplo ile tutsak edilip getirildiği gün Van Belediyesi’ne kayyum atanıyor.
Şimdi buna art niyetli değil diyebilecek kimse var mı? Komplonun yıl dönümünde 14’te 14 yapan, tam da iki dönem atanan kayyumcu anlayışı reddederek, ona itiraz ederek üçüncü dönem açık arayla Van’daki bütün belediyeleri alan Van belediyemiz gasp edilmiştir.
Bakın, gasp edilme sebebi Sayın Zeydan’ın çatışma süren bir bölgeye, çatışmaları engellemek için gittiği söylenen bir soruşturmadır. Şimdi bilirkişi raporunda diyor ki zaten o bölgeye kimse gitmemiştir.
More Stories
Van’da 219 kişi gözaltına alındı
Emniyet açıkladı! İstanbul’da Pazar günü bazı yollar trafiğe kapatılacak
Cizre’de Küçükbaş Sürü Üstgeçitten Geçti